Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yayılan bir video, hepimizin yüzünü güldürdü ama aslında çok önemli bir gerçeği de gözler önüne serdi. Bir genç, arkadaşıyla birlikte yapay zeka destekli bir görüntü düzenleme uygulaması kullanarak, arkadaşının arabasını ciddi bir kazaya uğramış gibi gösterdi. “Arabaya arkadan vurup kaçmış!” başlıklı bu 1 Nisan şakası videosu milyonlarca kez izlendi. Görsel olarak neredeyse gerçeğinden ayırt edilemeyen bu sahte kaza görüntüsü, sosyal medya kullanıcılarını hem güldürdü hem de düşündürdü.

Peki ya bu görüntü bir şaka değil de gerçek bir sigorta talebine konu olsaydı? İşte tam bu noktada sigorta eksperlerinin ve araç başı ekspertiz sürecinin önemi devreye giriyor.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte artık sadece haberler değil, görüntüler de manipüle edilebiliyor. Yapay zeka destekli düzenleme araçlarıyla bir aracın ön tamponu sökülmüş, camı çatlamış veya airbag patlamış gibi gösterilmesi birkaç saniye sürüyor.

Bu tarz teknolojiler, kötü niyetli kişiler tarafından sahte hasar talepleri oluşturmak için kullanılabilir. Bu da sigorta şirketlerini maddi zarara uğratabileceği gibi, primlerin yükselmesine, sistemdeki güvenin sarsılmasına yol açabilir.

Eksper, sadece araca bakıp “hasar var mı yok mu” diye bakan biri değildir. Eksper;

• Hasarın gerçekten olup olmadığını,
• Ne zaman, nasıl meydana geldiğini,
• Görsel izlerle teknik uyumsuzluk olup olmadığını,
• Parça orijinalliğini, daha önce işlem görüp görmediğini,
• Hasarın ekonomik etkilerini ve onarım bedellerini

araç başında, yerinde ve belgeleriyle birlikte tespit eden bir uzmandır.

Yapay zeka görüntüleri ne kadar gerçekçi olursa olsun, eksperin tecrübesi, eğitimi ve teknik donanımıyla yaptığı fiziksel inceleme, bu tür yanıltıcı manipülasyonları ortaya çıkarmada kritik rol oynar.

Gelişmiş görseller karşısında bir uygulama ya da sistem kolayca yanılabilir. Ama bir eksper;

• Parçadaki boya kalınlığından,
• Çarpma yönüne göre hasarın fiziksel izlerinden,
• Parça açıklıklarından veya hizasızlıklardan,
• Onarım geçmişi kayıtlarından

gerçekle sahte arasındaki farkı anlayabilir.

Görüntülerin yapay zekâ ile “yaratılabildiği” bu çağda, eksperler artık yalnızca hasarı değil, gerçeği savunan profesyoneller haline geliyor. Fiziksel ekspertiz süreci, teknolojinin sunduğu illüzyonlara karşı adeta bir hakikat filtresi işlevi görüyor.

Bu bağlamda, özellikle sigorta şirketlerinin eksper görüşlerini dikkate alması, hasar tespit sürecine yüzeysel değil, derinlikli yaklaşması her zamankinden daha büyük önem taşıyor.

Gülümseten bir 1 Nisan şakası belki… Ama aynı zamanda çok çarpıcı bir farkındalık anı:

Bir aracın hasarlı görünüyor olması, gerçekten hasarlı olduğu anlamına gelmez.

Bu ayrımı yapacak kişi ise; cepteki uygulama değil, yılların tecrübesine sahip, donanımlı bir sigorta eksperidir.